çocuk masalŞeker Kavanozu ve Çocuk Masalı

Bir zamanlar küçük bir köyde yaşayan Ahmet adında meraklı bir çocuk varmış. Ahmet’in en sevdiği şeylerden biri, büyük annesinin mutfakta sakladığı tatlı kavanozlarıymış. Bu kavanozlar genellikle kurabiyeler, şekerlemeler ya da fındıklarla dolu olurmuş. Büyükannesi ona sık sık, “Ahmet, fazla yeme, yoksa miden ağrır,” dermiş. Ama Ahmet’in tatlı sevgisi sınır tanımazmış.

Bir gün, büyükannesi bahçedeyken Ahmet mutfağa girip masanın üzerinde duran büyük bir kavanozu fark etmiş. İçinde rengârenk, parlak şekerler varmış. Gözleri ışıldayan Ahmet dayanamamış ve hemen kavanozun kapağını açmış. Şekerlerin parlaklığı o kadar çekiciymiş ki bir avuç dolusu şeker almak istemiş. Küçük eliyle kavanozun içine uzanmış ve olabildiğince çok şeker tutmuş.

Ancak bir sorun varmış. Avucu şekerlerle dolup taşınca, dar kavanozun ağzından elini bir türlü çıkaramamış! Çekiştirmiş, döndürmüş, çırpınmış ama olmamış. Ahmet’in yüzü kızarmış, gözleri dolmuş ve sonunda oturup ağlamaya başlamış.

O sırada bahçeden geçen komşu Hasan Dede, çocuğun ağladığını duyup yanına gelmiş. Hasan Dede, yaşlı ve bilge bir adammış. Her zaman sabırlı, nazik ve insanlara yardım etmeyi seven biriymiş. Ahmet’i yerde oturmuş, ağlarken görünce merakla sormuş:
“Ne oldu evladım, neden ağlıyorsun böyle?”

Ahmet gözyaşları içinde cevap vermiş:
“Bu kavanozun içindeki şekerleri almak istiyorum ama elim sıkıştı, bir türlü çıkaramıyorum!”

Hasan Dede eğilip kavanozu incelemiş. Ahmet’in avucu şekerle dolup taşmış ama kavanozun ağzı bu kadar dolu bir eli geçiremeyecek kadar dar olduğu için elini çıkaramıyormuş. Dede gülümseyerek başını sallamış ve yumuşak bir sesle şöyle demiş:
“Ahmet, o şekerlerin hepsini bir anda alamazsın. Elindeki şekerlerin yarısını kavanoza bırak, elini çıkarırsın.”

Ahmet başını kaldırmış, yaşlı adamın yüzüne bakmış ve tereddütle, “Ama onları bırakmak istemiyorum. Hepsini istiyorum!” demiş.

Hasan Dede, tatlı bir şekilde gülerek şöyle devam etmiş:
“Bazen istediğimiz her şeyi aynı anda elde edemeyiz. Bırakmayı öğrenirsek, elimizde daha fazlasını tutmak için yer açarız. Şimdi dene bakalım.”

Ahmet derin bir nefes almış ve şekerlerin bir kısmını kavanozun içine bırakmış. Sonra elini yavaşça çekmiş. Bu kez eli kolayca kavanozdan çıkmış! Mutlulukla şekerlerine bakmış, bir yandan da Hasan Dede’nin sözlerini düşünmüş.

Hasan Dede gülümsemiş ve omzunu okşayarak,
“Unutma Ahmet, bazen hayatta fazla şey tutmaya çalışmak bizi sıkışıp kalmaya iter. Azla yetinmeyi öğrenirsek, daha fazlasına yer açarız,” demiş.

Ahmet başını sallamış, gülümseyerek Hasan Dede’ye teşekkür etmiş. O günden sonra Ahmet, azla yetinmeyi, paylaşmayı ve sabretmeyi öğrenmiş, büyükannesi de bu değişimi fark etmiş ve ona hep gururla bakmış.

Bu hikâye de böylece dilden dile aktarılmış.

Bu hikaye, çocuklara ve yetişkinlere, hayatta her şeyi aynı anda elde etmenin her zaman mümkün olmadığını ve bazen isteklerimizi dengelemek için fedakarlık yapmamız gerektiğini öğretir. Bu yaklaşım, hem mutluluğu hem de huzuru artırır.

Benzer Masallar