Değirmencinin Eşeği Hikayesi
Bir zamanlar, fakir bir değirmenci vardı. Bu değirmenciye ait zayıf, bitkin bir eşek de onunla birlikte yaşardı. Eşeğin sırtı yorgunluk izleriyle doluydu ve doğru dürüst yiyecek bulamadığından çok güçsüzdü. Açlık ve yoksulluk içinde yaşamakta zorluk çekiyordu.
Bir gün, padişahın atlarının bakıcısı olan eski bir dostu, değirmenciye rastladı. Eşeğin durumunu görünce üzüldü ve sordu:
“Bu zavallı hayvanın hali ne böyle? Çok zayıflamış, daha fazla dayanamaz gibi görünüyor.”
Değirmenci derin bir nefes alarak cevap verdi:
“Ah dostum, biliyorsun ben fakir bir adamım. Ona yeterince bakacak ne imkânım var ne de gücüm.”
Atların bakıcısı, bir çözüm önerdi:
“Bu hayvanı bana ver. Padişahın ahırına götüreyim. Ona atların yeminden vereyim, güzelce bakımını yapalım. Birkaç günde toparlanır.”
Değirmenci, bu teklifi sevinçle kabul etti ve eşeği ona teslim etti. Eşek, padişahın ahırına götürüldü. Ahır, tertemizdi ve her yerde bol miktarda yiyecek vardı. Eşek, atların güçlü ve bakımlı hallerini görünce hayranlıkla içinden geçirdi:
“Ne kadar şanslı hayvanlar! Ne güzel bir yerde yaşıyorlar. Ben ise sefalet içinde kıvranmışım. Keşke hep burada kalabilsem.”
Ancak birkaç gün sonra bir haber geldi. Padişahın ordusu sefere çıkacaktı. Ahırdaki tüm atlar hazırlanmaya başlandı. Onlar, yeni görevleri için heyecanla harekete geçtiler.
Bir süre sonra atlar geri döndü. Bu kez, yorgun ve oldukça bitkindiler. Her biri dinlenmek ve bakıma alınmak için ahıra getirildi. Ahır çalışanları, atların dinlenmesi ve toparlanması için titizlikle çalıştı. Atların yeni bir görevde karşılaştıkları zorlukları ve ne kadar yorulduklarını gören eşek, önceki düşüncelerine çok pişman oldu. Kendi kendine:
“Demek ki her güzelliğin bir sorumluluğu varmış. Bu atların yaşadığı konfor bana çok çekici gelmişti, ama onların yükleri ve görevleri de hiç kolay değilmiş. Fakir olmak zor ama onların hayatı da sandığım kadar kolay değilmiş,” dedi.
Masaldaki ders: Hayatın görünen tarafına aldanmamalı; başkalarının yüklerini ve sorumluluklarını anlamadan, onların yerinde olmak istememeli.