Bilge Aşçı ve Zengin Adam Hikayesi
Bir zamanlar, bilgeliğiyle tanınan fakir bir adam varmış. Bu bilge adam, zengin ve kibirli bir adamın yanında aşçı olarak çalışırmış. Zengin adam her fırsatta servetiyle övünür, bilgenin ise sessizliği ve çalışkanlığı dikkat çekerdi.
Bir gün, zengin adam büyük bir ziyafet vermeye karar vermiş. Bilge aşçısını çağırarak demiş ki:
– Bu ziyafete özel, iki farklı yemek yapmanı istiyorum. Birisi dünyanın en lezzetli yemeği olacak, diğeri ise en tatsız ve kötü yemek olacak.
Bilge adam başını sallayıp mutfağa geçmiş. Büyük bir özenle yemekleri hazırlamış. Ziyafet zamanı geldiğinde, misafirlere ilk yemeği sunmuş. Gümüş tabaklarda servis edilen yemek, sığır diliymiş.
Zengin adam merakla sormuş:
– Bu, dünyanın en lezzetli yemeği mi?
Bilge, tebessüm ederek cevap vermiş:
– Evet, efendim. Dil, dünyadaki en lezzetli şeydir. Dil konuşur, dostluklar kurar, sevgi söyler, insanları bir araya getirir. Diliyle insan, kalpleri yumuşatır ve barış sağlar.
Misafirler başlarını sallayarak onaylamışlar.
Bir süre sonra bilge, ikinci yemeği getirmiş. Yine sığır dili servis etmiş. Bu defa zengin adam kaşlarını çatmış:
– Bu nasıl olur? Az önce sığır dili dünyanın en iyi yemeğiydi! Şimdi nasıl dünyanın en kötü yemeği oluyor?
Bilge adam gülümseyerek demiş ki:
– Efendim, dil aynı zamanda dünyadaki en kötü şeydir. Dil yalan söyler, kalp kırar, fitne çıkarır ve insanları birbirine düşürür. Dil, sevgi kadar nefreti de büyütür. Bu yüzden dil, hem en iyi hem de en kötü yemektir.
Zengin adam ve misafirler, bilgenin sözlerinden çok etkilenmişler. O günden sonra zengin adam, dilini daha dikkatli kullanmaya özen göstermiş. Bilge adamın hikayesi dilden dile dolaşmış ve herkes bu hikayeden bir ders almış.