Alice Harikalar Diyarında
Alice Harikalar Diyarında Masalı
Bir yaz günüymüş ve hava oldukça sıcakmış. Alice, güneşin altında oturmuş, kız kardeşiyle bir kitap okuyormuş. Kitap çok sıkıcıymış ve Alice uykulu hissetmeye başlamış. Birden, küçük, beyaz bir tavşan hızla yanlarından geçmiş. Tavşan, giysiler giymiş ve cebinden bir saat çıkarıp zamanı kontrol etmiş.
“Eyvah! Geç kaldım! Geç kaldım!” diye bağırmış tavşan.
Tavşan başını sallamış ve sonra bir tavşan deliğine girmiş. Alice, tavşanı takip etmiş ve deliğe bakmış. Girişten içeriye baktığında tavşanı artık görememiş. Başını ve omuzlarını deliğe sıkıştırmış.
Sonra, biraz daha ilerlemiş… Aniden, Alice düşmeye başlamış. Uzun bir süre tavşan deliğinden düşmeye devam etmiş. Sonunda, bir pat sesiyle uzun bir koridora inmiş. Koridorun sonunda küçük bir kapı varmış.
“Bu kadar küçük bir kapıya sığmam imkansız,” demiş Alice kendi kendine. Yakınlarda, üç ayaklı bir masanın üzerinde küçük bir şişe bulmuş. Şişenin üzerinde ‘beni iç’ yazan bir etiket varmış. Alice hızlıca şişeden bir yudum almış. Alice, bir oyuncak bebek kadar küçülmüş. Kapıyı açmış ve hızla içeri girmiş.
“Eyvah, bir daha eski halime dönemeyeceğim,” diye ağlamış, yardım aramaya başlamış Alice.
Kısa bir süre sonra, büyük bir mantarın üzerinde oturan yeşil bir tırtıl ile karşılaşmış. Tırtıl, “Eğer tek sorun boyutunsa, sana yardımcı olabilirim,” demiş.
“Mantarın bir tarafı seni büyütür, diğer tarafı ise küçültür.” Alice, mantarın sol tarafından bir parça kesmiş ve küçük bir ısırık almış.
“Şükürler olsun! Büyüyorum!” diye bağırmış.
“Peki şimdi hangi yöne gitmeliyim?” diye düşünmüş Alice.
“Bu yol, seni Çılgın Şapkacı’nın çay partisine götürecek,” demiş bir ağaçta oturan kedi.
Alice, yoldan yürümüş. Bir çay partisi için hazır bir masa ile karşılaşmış.
“Ne hoş! Bir çay partisi!” diye bağırmış.
“Senin için yer yok!” diye bağırmış Çılgın Şapkacı, Alice gelince. Alice onu görmezden gelmiş ve yine de oturmuş.
Mart Tavşanı ve uykulu küçük bir fare ile bir fincan çay içmek istemiş. Çay partisinden sonra, Alice yürümeye devam etmiş. Kendisini, Kupa Kraliçesi’nin kroket oynadığı bir alanda bulmuş.
“Kroket oynadın mı hiç?” diye sormuş Kupa Kraliçesi.
“Evet,” demiş Alice, “ama hiç flamingo ya da kirpi kullanarak oynamadım.”
“Benimle oynayacaksın ve kazanmama izin vereceksin yoksa seni cezalandırırım!” diye emretmiş Kupa Kraliçesi.
Alice kroketi, Kupa Kraliçesinden daha iyi oynamış. Kupa Kraliçesi çok öfkelenmiş.
“Derhal bunu hapse atın!” diye bağırmış Kupa Kraliçesi.
Tam o sırada, Alice birinin omzuna dokunduğunu hissetmiş. “Uyan! Sabah oldu,” demiş Alice’in ablası.
“Garip bir rüya gördüm,” demiş Alice.
Alice, tüm macerasını ablasına anlatmış. Ablası, Alice’nin hikayesini gülümseyerek dinlemiş.
Kısa süre sonra, Alice saatlerdir bir şey yemediğini fark etmiş ve bir şeyler yemek için içeri koşmuş.