Şans Güldü – Karagöz ve Hacivat Konuşmaları
Çocuklar için Karagöz ve Hacivat Konuşmaları, Türk kültürünün iki önemli figürü Karagöz ile Hacivat arasında geçen komik diyalogları keyifle okuyacaksınız. Keyifli okumalar..
Şans Güldü
(İki arkadaş yine dükkândadırlar.)
HACİVAT – Al şu ayranı, ısınmadan sen iç Karagöz’üm! Ben kendime yine getirtirim.
KARAGÖZ – Ben söz dinlerim (Ayranı içer) Lıkır lıkır lıkır…
HACİVAT – Aman yavaş ol, başımıza iş çıkarma!
KARAGÖZ – Köftehor, verdiğin para boşa gitmesin diye ayranı son damlasına kadar içiyorum.
HACİVAT – Hah hah hah… Neredeyse bardağı da içeceksin!
KARAGÖZ – Oooohh, yorgunluğun üstüne doğrusu iyi oldu. Allah kesene bereket versin!
HACİVAT – Âfiyet olsun Karagöz’üm ama ne yaptın da bu kadar yoruldun?
KARAGÖZ – Bilmiyor musun, bir gün çalışıp üç gün iş arıyorum. Bugün epey uzaklara gittim.
HACİVAT – Tabii efendim, aramadan iş bulunur mu?
KARAGÖZ – Artık iş aramayacağım Hacı Cavcav!
HACİVAT – Ailece açlıktan ölecek misiniz?
KARAGÖZ – Açlıktan ölmeyeceğiz ama çalışmayacağım.
HACİVAT – Bir yerden miras mı geldi?
KARAGÖZ – Piyaz gelmedi, yanında cacıkla kuru fasulyeli pilav geldi.
HACİVAT – Canım şakayı bırak! İnsanın çalışmadan yaşaması için eline büyük bir para geçmesi lâzım. Meselâ piyango bileti…
KARAGÖZ – İşte şimdi bildin Hacı Cavcav!
HACİVAT – Karagöz’üm doğru mu söylüyorsun? Yani sana piyangodan büyük ikramiye mi çıktı?
KARAGÖZ – Hay hay, çıktı ya!…
HACİVAT – Bak bu güzel habere senden çok sevindim.
KARAGÖZ – Eksik olma!… İstersen sana sermâye veririm.
HACİVAT – Canım benden önce sen kendine bir dükkân açıver! Hazır para çabuk biter de tekrar iş arayıp yorulmaktan kurtulursun!
KARAGÖZ – Parayı almaya beraber gideriz. Saymasını bilmiyorum diye beni kandırırlar.
HACİVAT – Haklısın, gideriz. Karagöz’üm!
KARAGÖZ – Biliyor musun Hacı Cavcav, daha parayı almadan sarfetmeye başladık!
HACİVAT – Anlayamadım, o nasıl oluyor?
KARAGÖZ – Çok güzel oluyor. Oğlum bisiklet aldı. Hanım saç kurutma makinesi aldı. Ben de altın kaplamalı bir dolmakalem aldım.
HACİVAT – Alış-veriş iyi de, sen okuma yazma bilmeden bu kalemi neden alıyorsun anlayamadım?
KARAGÖZ – Köftehor, öğreneceğim ya!…
HACİVAT – Neyse çok bir şey almamışsın.
KARAGÖZ – Almadık ama, bugün hep beraber yine çarşıya çıkacağız. Bulaşık makinesi, oğluma daktilo…
HACİVAT – Oldu olacak, buzdolabınızı da değiştirip dört kapılısını alın!
KARAGÖZ – Hay hay… Ama biz yeni gelecek kapısız, beş pencereli buzdolabı alacağız.
HACİVAT – Karagöz’üm sen bu bileti hangi para ile almıştın?
KARAGÖZ – Ben almadım ki…
HACİVAT – Almadığın bilete nasıl para çıkıyor?
KARAGÖZ – Geçen gün Manav Süleyman verdi. “Bu bilette para var ama gidip alacak zamanım yok… Al bileti, parası senin olsun!” dedi.
HACİVAT – Allah Allah!… Hiç böyle şey duymamıştım. Pekâlâ, ne kadar para çıkmış?…
KARAGÖZ – Bilmiyorum ama… Manav beni kandırmasın diye kahvehanede çaycıya sordum. Gazeteye baktı. “Verdiğin para boşa gitmemiş!” dedi.
HACİVAT – Çok iyi ama anlayamadım, para çıktığını bile bile bileti sana neden veriyorlar. Tabii ya az para çıktı da ondan…
KARAGÖZ – Köftehor, az para olur mu, amorti çıkmış…
HACİVAT – Tühhh, Alla iyiliğini versin! Kepaze oldun!
KARAGÖZ – Pataklarım ha, şempanze neden olacakmışım?
HACİVAT – Karagöz’üm bu bilete sana ancak birkaç gün yetecek etmek parası çıkmış.
KARAGÖZ – Aman, ne olacak şimdi? (Gider.)